Diş taşı (tartar) dişler üzerinde (ve diğer solid oral yapılarda) kalsifiye birikim olarak tanımlanmakta ve plak birikiminin mineralizasyonuyla oluşmaktadır. Supragingival ve subgingival olmak üzere iki grupta incelenmektedir.
Supragingival diş taşı sıklıkla tükürük bezi kanal ağızlarına yakın bölgelerde, özellikle parotis bezinin (stenon kanalı) açıldığı bölgedeki 76 I 67 numaralı dişler bölgesinde ve alt anterior dişlerin lingual yüzeyinde submandibuler / sublingual bezin (Wharton kanalı) açıldığı bölgede gözlemlenir.
Subgingival diş taşı, gingival marjinin altında diş köklerine sıkıca yapışık olarak bulunmaktadır. Kahverengi ve siyah renkte olup, oldukça sert yapıdadır ve sıklıkla interproksimal ve lingual yüzeylerde bulunur. Gözle WHO 621 sondu ile veya radyografi ile fark edilebilir. Diş eti çekilmesi olduğu durumda supragingival hale geçmektedir.
İçerik. Kalsiyum ve fosfor majör komponentleri olup, büyük çoğunluğunu kristal oluşturmak üzere %80’e yakın kısmı inorganik tuzlardan oluşturmaktadır. Mikroskopik yapısı temel olarak düzemsiz kristal formasyonuyla oluşmaktadır.
Formasyonu daima plak birikimiyle olmaktadır ve plak, mineralizasyon için organik matriks görevi görmektedir. Başlangıçta organizmalar arası matris, mineralize olmuş organizmalar ile kalsifiye olmaktadır. Kırılgan yapıda olan supragingival diş taşının oluşumu 2 haftada gerçekleşebilirken, subgingival diş taşının oluşumu genellikle aylar içerisinde gerçekleşmektedir.
Patolojik etki. Diş taşı ( özellikle subgingival diş taşı ) periodontal hastalık ile ilişkili içerisindedir. Bu durum üzerinin sürekli plakla örtülü olmasıyla alakalı olabilir. Ancak zararlı etkisi, plak ve bakteriyel toksinler için retansiyon alanı oluşturmasıyla ilgilidir. Diş taşı varlığı, yeterli oral hijyenin sağlanmasını zorlaştırmaktadır.
Yanıt Bırak