Dişler, çeneler, çiğneme adaleleri ve temporomandibuler eklem arasındaki fonksiyonel ve fizyolojik ilişkiler normal hudutlar içerisinde olursa periodonsiyuma ait dokular da sıhhatli olmaktadır. Bu ilişkilerde meydana gelen değişiklikler, periodontal hastalıkların oluşumunda hazırlayıcı bir yol oynarlar. Şayet bu ilişkiler bozulmadan önce periodontal hastalık var ise şiddetini artırır.
Sıhhatli bir doku belirli hudutlar içerisinde meydana gelen değişikliklere uyabilir. Fakat bu değişiklikleri yapan dış etkiler dokuların fizyolojik müdafaa hududunu aşarsa zararlı olmaya başlar. Dış tesirler etkili olduğu sürece, dokuda harabiyet artar. Bunun gibi, bir diş üzerine de destek dokularının mukavemetini aşan şiddette ve sürede bir kuvvet geldiğinde periodpntal membranda harabiyet başlar. Dokular üzerine gelen kuvvet ani ve şiddetli olduğunda akut bir periodontitis meydana gelebilir; fakat, bunun sonucunda kronik bir periodontal hastalık oluşmaz.
Dişler üzerine gelen okluzal kuvvetler bir cep oluşumunun başlangıcına etkili olmazlar. Bu konuda yapılan hayvan deneyleri, dişlerin üzerine tatbik edilen aşırı kuvvetlerin periodonsiyum liflerine zarar verdiğini göstermiş; fakat, bu kuvvetler hiçbir zaman cep oluşumunun başlangıcı olmamıştır.
Periodontolojide, okluzal kuvvetlerin tek başına kronik bir periodontal hastalığın nedeni olmayacağı kabul edilmektedir. Bu, okluzyonun periodontal hastalığın etyoloji ve tedavisinde önemli bir etken olmadığı anlamına gelmemelidir. Diğer etkenlerle birlikte okluzyona da gereken önem verilmelidir.
Okluzyon baskılar, cep mevcudiyetinde veya periodonsiyumda iltihap olduğunda çok etkili olurlar. Bu nedenle, okluzal baskıları periodontal hastalığı hızlandırıcı faktörlerden biri olarak kabul etmek gerekir.
Travmatik Okluzyon :
Dişler üzerindeki total okluzyon yük, dişler üzerine gelen kuvvetin yönü, sıklığı ve şiddeti ile ilgilidir. Normalde bu yükü dişlerin etrafındaki destek dokular karşılanır ve zararlı olmalarını önler. Destek dokuların bu okluzyon baskıyı kaldıramaması veya zarara uğraması aşağıdaki nedenlerle olur.
1- Diş Destek Dokularının Kaybı :
Dişin etrafındaki alveol kemiği ve periodontal liflerden biri veya her ikisi de kayba uğrayabilir. Böylece, çiğneme basıncını karşılayacak olan doku azalır ve geride kalan destek dokular üzerine gelen baskı artar.
Destek dokularının kaybı periodontal hastalıktan veya diş çekiminden sonra olabilir.
- Periodontal Hastalıktan Doku Kaybı :
Dişin kolesinde başlayan periodontal hastalıklar tedavi edilmezse ya dişeti veya kemik cebi oluşur. Yahut da arada cep oluşmadan kemikle dişeti düzenli bir şekilde apekse doğru çekilirler. Normalde zararlı olmayan okluzal kuvvetler, böyle vakalarda zararlı olurlar. Çünkü, dişin klinik kuronu uzamış, klinik kökü kısalmıştır. Dişi bir manivela gibi düşünürsek, manivelanın destek noktası apekse kaymıştır.
Tatbik edilen kuvvetle diş ekseni arasındaki açının artması da dişin destek dokuları üzerinedaha fazla kuvvet gelmesine neden olur.
Derin örtülü kapanışı olan vakalarda alt çene öne doğru hareket ederken, alt kesiciler üst ön dişlerin palatinal yüzlerinde uzun bir mesafe kat ederler. Bu nedenle, üst kesici dişlere gelen yatay basınç daha fazla olur.
Periodontal dokular sıhhatliyken bu kuvvetler normal bir şekilde karşılanır. Fakat, bir kere bu dokularda bozukluk başladı ve kuron kök oranı kuron lehine arttı mı normalde zararsız olan kuvvetler travmatik olur. Üst keser dişler vestibüle doğru hareket etmeğe ve birbirlerinden ayrılmaya başlar. Radyogfrafide bu dişlerin etrafında kemik reezorbsiyonları görülür. Hatta pulpa nekrozu da oluşabilir.
- Diş Çekiminden Doku Kaybı :
Çekilen dişin yerinin boş bırakılması birkaç bakımdan periodontal dokuların zararına neden olur. Arka dişler üzerindeki okluzal kuvvetin yatay yöndeki bileşimi, normal olarak üçüncü büyük azıdan kanine kadar bütün arka segment tarafında karşılanır. Çekilen bir dişin bıraktığı boşluğun yanındaki dişler, bu yatay kuvvet nedeniyle boşluğa doğru eğilirler. Diş eğildikçe okluzal kuvvetle dişin ekseni arasındaki açı artar. Periodontal dokular sıhhatli olsa bile bir retansiyon yeri teşkil ederek, periodontal hastalık başladı mı, okluzal kuvvetler daha travmatik olur. Sonuçta gençlerde bile böyle vakalarda kolayca periodontal hastalık oluşur ve ilerler.
Çekim boşluğunun karşısındaki diş de antagonisti bulunmadığından alveolü içinde yükselir. Daha fazla okluzal yan basınçlara maruz kalır ve komşu dişlerle olan teması bozularak retansiyon yeri teşkil eder.
2- Destek Dokular Üzerine Basıncın Artması :
Periodontal dokular üzerine gelen basınç şu nedenle artar.
- Fena Yapılmış Protez Ve Restorasyon :
Parsiyel protez ve köprülerde protezin yumuşak dokular üzerine fazla tesir yapmasını önlemek için retansiyona ihtiyaç vardır. Okluzal yük sağlam dişler üzerine uygun bir şekilde yayılmalı ve basınç mümkün olduğu kadar çapa dişlerin eksenleri vasıtasiyle periodontal dokulara iletilmelidir.
Parsiyel protezlerde kroşeler hem tutuculuk hem de desstek vazifesi görür. Her vaka ve diş için uygun kroşe tipleri seçilmeli, özellikle okluzal tırnaklarla kuvvetin bir kısmı dişlere iletilmelidir. Kroşeler iyi yapılmadığı taktirde, destek olarak kullanılan dişlerde alveol rezorbsiyonu olur. Arkası serbest sonlanan parsiyel protezler, okluzal tırnak da yapılmazsa, ayak dişi geri doğru çeker. Sabit protezler iyi yapıldıkları taktirde, müteharrik protezlere kıyasla çok daha az zararlıdırlar. Genellikle, köprü gövdesi olarak kullanılacak her diş için bir veya bir buçuk diş köprü ayağı olarak kullanılmalıdır. Bu nisbetin azaltılması ayak dişlerin üzerine gelen kuvveti arttırır. Hele bu dişlerde cep te mevcutsa, gelen kuvvet, periodontal dokuların bozulmasını hızlandırır. Dolgular, kuronlar ve köprüler yapılırken okluzyon durumu yalnız merkezi okluzyonhalinde değil, alt çenenin ön ve yan hareketlerinde de kontrol edilmelidir. Bunun için en ideal bir artikülatör kullanmaktadır.
- Kötü Alışkanlıklar :
İnsanların kötü alışkanlıkları çoktur. Bunlardan birisi de dişler arasında yabancı maddelerin tutulmasıdır. Kalem, saç tokası, çivi, pipo, iplik ve deri gibi birçok maddeler ağızda dişler arasında yerleştirilerek tutulur. Bazı vakalarda aşırı zarar görülmez. Fakat, bir çok vakalarda çeşitli etkenler bir arada yol oynayarak, periodontal dokuların harabiyetini hızlandırır. Örneğin, bir üst kaninde laterali taşıyan bir köprü varsa ve bu şahıs bu dişlerin arasında pipo tutuyorsa, veya aşırı örtülü kapanışı olan kimse dişleri arasında iplik koparıyorsa, tırnak yeme alışkanlığı varsa, periodontal dokular zarar görür. Esasen bütün bu tip vakalarda yerel bir irritan olan plak veya diş taşı mevcut olabilir.
Sonuçta, bazı vakalarda abse oluşumuna kadar ilerleyen doku harabiyeti görülür. Bruksizm de çiğneme adaleleri vasıtasıyla son derece fazla kuvvetler dişin destek dokuları üzerine gelir. Şayet periodontal dokular sıhhatte ise, bu aşırı yükü karşılayarak kendilerini ona uydururlar. Fibröz doku demetleri kalınlaşır ve alveol kemiği daha yoğun hale gelir. Klinik muayenede, dişlerin okluzal yüzeylerinden aşındıkları görülür. Şayet dişeti iltihabı ve cep daha önce mevcut ise, dişlerin gıcırdatılması periodontal dokuların harabiyetini hızlandırır.
- Okluzal Bozukluklar :
Normal çiğneme hareketlerinde altçene ve üstçene dişleri aralarında birçok temaslar yaparlar. Bu temas noktalarının bütün dişlere dağılması normal durumu gösterir. Birkaç dişin birbirini takiben temas etmesi, bu dişler üzerine gelen okluzal kuvvetin şiddetini arttırır ki, bu takdirde okluzal bozukluktan söz edilir. Pek az kimsenin ağzının düzgün dişlere sahip olduğu bilinmektedir. Fakat dişlerin düzensiz olması veya bir fena oklüzyon mevcudiyeti okluzal bozukluğun mevcut olduğu anlamına gelmez. Düzensiz bir diş kavsi olduğu halde dişler, yani altçenenin bütün hareketlerinde birbirleriyle birçok temaslar yaparak kayabilirler.
Okluzal bozukluklara en güzel örnek erken temas Premature contact’tır. Bu durum iki veya daha fazla dişin diğer dişlerden daha önce temas haline geçmesi demektir.
Yanıt Bırak