?:

Ağızdan Nefes Almanın Klinik Sonuçları

Ağzından nefes alan bireylerde çeneyi yukarı kaldıran kaslar ile diş kavsini kuşatan kaslarda gerilme olur. Sürekli gergin olan kaslar diş kavsine dışarıdan içe doğru aşırı kuvvetler uygular. Ağzından nefes alma ihtiyacı duyan bireylerde genellikle dil kökü havayolunu genişletmek amacıyla aşağı doğru basılır, dil ucu bazen kesicilerin arasına girecek kadar itilir. Ağız açık iken dil kökünün aşağıda yer alması nedeniyle üst molar dişler hem oklüzal hem transversal yöndeki desteklerini kaybederler. Bunun sonucunda üst diş kavsi daralır, molarlar uzar, yüzün dik yön boyutları daha da artar, alt çene geriye rotasyon yaparak profilin daha da konveks hale gelmesine neden olur. Molarların uzaması, oklüzal kuvvetlerin zayıf olduğu hiperdiverjan büyüme modeline sahip bireylerde daha kolay gerçekleşir. Üst diş kavsi transversal yönde daralırken damak kavsinin de yukarı doğru hareket ederek derinleşmesine neden olur. Damak kavsinin bu hareketi yukarıda komşu olduğu burun orta bölmesinin (septum nasi) yukarı doğru itilerek deforme olmasına yol açar. Böylece, zaten adenoid vejetasyon ya da polip benzeri bir faktöre bağlı olarak direnç bulunan nasofarengeal havayolu iyice daralır ve bireyin daha fazla ağır solunumu yapmasına neden olur.

Hiperdiverjan olgularda ağzın sürekli açık durması nedeniyle arka dişlerde zamanla uzama meydana gelir. Bu uzama zaten dik yönde uzama eğilimindeki yüzün dik yön boyutlarında daha da çok artışa neden olur. Bu tip olgularda dil orofarengeal havayolunu açmak ve daha rahat

 nefes almak amacıyla öne getirilir. Dilin önde konumlanması ön dişler bölgesinde açık kapanışın oluşmasına katılan faktörlerden biridir.

Bu belirttiğimiz mekanizmada çalışılan mekanizmada ana faktör ağız solunumuna bağlı olarak ortaya çıkan, üst çene kemiği deformasyonudur. Özellikle hipediverjan olgularda molarların uzamaya eğimli olması nedeniyle, alt çene geriye rotasyon gösterir ve iskeletsel açık kapanış tablosu ortaya çıkar. Bu tablonun ortaya çıkmasında dilin rolünün ikincil olduğu görülmektedir. Yani ana faktör dil değildir. Dil genellikle molarların uzamasıyla ortaya çıkan iskeletsel deformasyon sonucundaönde oluşan açıklığa adapte olmakta, belki mevcut sorunu şiddetlendirmektedir. Hipodiverjan olgularda ise önde açık kapanış gözlendiği takdirde bunun sebebi dile bağlanabilir. Çünkü alt çene geriye değil, öne rotasyonla büyüme gösterir. Bu tip olgularda açıklığın nedeni dil itmesi, parmak emme gibi alışkanlıklar yada lokal faktörler olabilir. Görüldüğü üzere iskeletsel açık kapanış konusu ağızdan nefes almak ile ilgilidir. Belirtmiş olduğumuz mekanizmalar haftalar yada günler değil aylar veya yıllar öncesinde oluşmaya başlar. Söz konusu fonksiyonel sorunlar bireyin büyüme ve gelişme dönemi içinde yavaş yavaş kemik yapısının deformasyonuna ve fonksiyonların bozulmasına sebep olur.

Bu tip sorunlar ortodonti uzmanlarının sorunlarıdır. Ve hastanın bir an önce başvurması gerekmektedir. Hipodiverjan olgularda, dil itmesi yada diğer kötü alışkanlıklara bağlı olarak ortaya çıkan her türlü dişsel ve lokal açık kapanışlar diş hekimleri tarafından tedavi edilebilir. Bu tip sorunlara sebep olan kötü alışkanlığa sebep olan kötü alışkanlığı ortadan kaldırmak yeterlidir.

Ağızdan nefes almak ile ilgili genel bilgilere ulaşmak için Ortodontiye Sebep Olan Kötü Alışkanlıklar adlı yazımızı okuyabilirsiniz.

 

şikayetBunu rapor et

Yanıt Bırak


Yanıt vermek için önce giriş yapmalısın.