Dişlerde biçim bozukluğu parsiyel ya da total olabilir. Parsiyel olan, dişin ya da yalnız kuronunu, ya kökünü ilgilendirir. Total olanı, amorf, kurono-radiküler ya da diş içi olabilir.
Parsiyel biçim bozuklukları :
Kuronu ilgilendirenler : Bunlar fazla tüberküller, cingulum hipertrofileri, kurona yapışık odontomlardır.
CARABELLİ TÜBERKÜLÜ : Üst birinci büyük azının mesio-palatinal tüberkülü yanında, bazen ikinci süt azısının palatinal yüzünde görülen fazla tüberkülüdür. Adamantin organında bir katlanma bahis konusudur (FRIANT-DECHAUME). Eskiden kongenital sifilis belirtisi sanılırdı.
BOLK TÜBERKÜLÜ : Üst ikinci ve üçüncü büyük azıların vestibüler yüzünde bir çıkıntı halinde görülür. Bir öncekine oranla daha azdır. Üst süt azılarının vestibüler yüzünde buna tekabül eden‘’ tuberculum molare ‘’ vardır.
CİNGULUM HİPERTROFİSİ (Suplemanter tüberkül) : Kesici ve kaninlerin lingual yüzünde görülür. Üst çenede daha sıktır. Kurona, bir ‘’ dens in dente ‘’ görünümü verir.
KURONA YAPIŞIK ODONTOMLAR : Yuvarlak, küçük kütlecikler biçiminde, kuronun herhangi bir yerine yapışık olup, değişik şekiller gösterirler: mine incisi, mine dentin dentomu , sement – dentin dentomu. Bu oluşumların, pulpa ile ilişkisi olan bir kaviteleri olabilir. Dentin dokusu kapsayanlar daha büyüktürler, dentin kanalcıkları buraya doğru uzanırlar.
Kökü İlgilendirenler :
KÖKE YAPIŞIK ODONTOMLAR : Genellikle çok köklü dişlerin bifurkasyon bölgesinde olup, kurondakilere benzerler.
TORODONTİZM : Daha çok Eskimolarda görülen, nadir bir anomalidir. Köklerin birbirinden ayrılmaları köleden çok aşağıda olur, bundan ötürü, pulpa odasının yüksekliği artar.
KÖK SAYISINDA DEĞİŞİKLİK : Kök sayısı artmış ya da azalmıştır. Artma şeklinde olanlar, süt ve sürekli dişlerin her ikisinde görülür : Süt dişlerinde alt kanin 2 , alt birinci süt azısı 3 , üst birinci süt azısı 4 köklü olabilir. Sürekli dişlerin hepsi kök fazlalığı gösterebilir. Özellikle alt akıl dişleri çok değişik sayıda köklü olabilir. Alt kanin 2, alt k.azılar 2, üst birinci k.azılar 3 , alt birinci b.azı 3.üst birinci b.azı 4 köklü olabilir.
Kök sayısının azalması ise zahiridir. Kökler birleşse bile kana sayısı normal kalır.
KÖK BOYUNDA DEĞİŞİKLİK : Uzunluk bakımından, olgunluk dönemlerinde süt dişlerinin kökleri pek büyük değişiklik göstermezler. Süreklilerden, üst orta kesici, alt k.azılar, azılar, 3.b.azı çok kısa köklü olabilirler. Kök uzunluğuna daha çok rastlanılan dişler: üst kanin, alt 1.b.azı , bazen üst yan kesicilerdir.
KÖK KANALLARININ MORFOLOJİK ANOMALİLERİ : Bir kökte iki kanal bulunması, belirli bir yerden kanalın ikiye ayrılması, lateral kanallar, süt azılarının bifukasyon bölgesindeki kanallar gibi.
KÖKLERİN BİÇİM ANOMALİSİ : Sürekli dişlerde çok sık rastlanılan bu anomalide, kökte dirsek biçiminde bükülme, çok köklü dişlerde köklerin birbirlerine doğru kıvrılmaları ya da fazla ayrık olmaları gibi durumlar görülür. Süt dişi köklerinde biçim anomalisine hemen hiç rastlanmaz. Kök biçim anomalileri, çekim ve kanal tedavisi sırasında güçlük çıkarırlar.
Total Biçim Bozuklukları :
AMORF DİŞLER : Balık dişi (üst lateraller), piyano tuşu, ekseni etrafında boynuz gibi kıvrılmışların yanında, bütünü ile şekilsiz dişlere de rastlanır.
İKİZ DİŞLER (Geminasyon) :Bir tek diş germinden iki dişin oluşmak istemesi diye tanımlanabilir. Bir düşünceye göre de normal bir dişin, artı bir dişle, bütün dokularıyla birleşmesi sonucu olur. Daha çok alt süt ve sürekli kesiciler bölgesinde görülür, irsi olduğu sanılmaktadır. Bazen iki ayrı kuro ve tek bir kök halindedir. Bazen hem kuron hem kökler ayrıdır. Orta kesici bahis konusu ise, kuron, iki katı genişlemiş gibidir; yan kesicide palatinal tarafta büyükçe bir tüberkül, azılarda bir mine kamburu gibidir. Estetiği bozar, kanal tedavisi ve çekimi güçleştirir.
KAYNAŞMA (Fusion) : Normo-normal birleşme, yani, iki komşu dişin baskı ya da travmalar sonucu birbirleriyle kaynaşmasıdır. Eğer olay kuron kireçlenmesinden önce olmuşsa, kaynaşma tamdır, büyük kuronlu, geniş pulpa odalı ve geniş kanallı bir diş ortaya çıkar. Patolojik etken kuron kireçlenmesinden sonra ortaya çıkmışsa, normal büyüklükte iki ayrı kuronlu tek köklü bir diş oluşur. Ya da kuronlar kaynaşmış, kökler ayrıdır. Köklerin dentin ve sementleri kaynaşmış fakat kanalları ayrı olabilir.
Geminasyon ve fusion’a süt dişlerinde sürekli dişlere oranla daha sık rastlanmaktadır.
Bu iki anomalinin çenelerde dağılımına gelince fusion’a özellikle alt kesici bölgesinde, geminasyona üst kesici bölgesinde daha çok rastlanır. Çok kez süt dişinin fusionunu bir sürekli diş agenezisi izler (BRUSZT, 1962). Bunun aksine bir süt dişi geminasyonunu bir sürekli sürnümerer diş izleyebilir (BOLENDER, 1964).
BİRLEŞME (Concrescence) : Diş sürmesinden sonra meydana gelen bu olayda, iki komşu dişin, kök oluşumu bittikten sonra, sementte meydana gelen bir proliferasyonla birleşmesi görülür. Daha çok üst büyük azılar bölgesinde rastlanan bu anomali, ya iki dişin sementinin oluşumları sırasında birleşmesi ile, ya da kök tamamlandıktan sonra iltihapsal bir fenomen sonucu dişler arası alveol septumunun ortadan kalkması ve sement proliferasyonu ile köklerin birleşmesi ile olur.
DİŞ İÇİNDE DİŞ (Dens in dente) : Formasyon döneminde, diş germinin bir periferik bölgesinin pulpaya doğru invaginasyonu ile meydana gelir. ‘’Dens in dente’’ ,kuronda, kökte ya da asıl dişin tüm ekseni boyunca olabilir. Bu durum sanki asıl dişin içerisinde başka bir diş varmış gibi görünüm verir.
İnvagnasyon ya bir travma, ya da diş germinin o bölgesinde bir gelişim duraklaması ile açıklanabilir (GUSTAFSON). Bazı ailevi tipleri olduğu da söylenir. Pek az görülen bir anomali değildir, sıklık oranı, en hafif şekilleri de dikkate alınacak olursa % 5 (AMOS), en ağır şekilleri % 1 (SHAFER 1955)’dir. En çok üst yan kesici, sonra kanin orta kesici ve nadiren büyük azılarda görülür (PERTEV ATA-GUSTA GUSTAFSON).
Simetrik iki dişte olabilir, süt dişleri ve gömük dişlerde de rastlanır.
Böyle bir dişin, iki kavitesi vardır. Birincisi apekse açılan gerçek pulpa kavitesi, içersinde pulpa vardır; ikincisi invaginasyonla meydana gelen ve kurona doğru açılan kavitedir. Bu iki kavite çoklukla, ince bir dentin tabakası ile birbirlerinden ayrılırlar. Bazılarına göre, iki kavite arasında her zaman bir bağlantı vardır. (GUSTAFSON-SUNBERG). Bu bağlantı nedeni ile, invigasyon kavitesi yolu ile septik ağız ortamına açılan pulpa sık sık enfekte olur.
‘’ Dens in dente ‘’ den bir kesit yapılacak olursa, içerden dışarıya doğru pulpa-dentin-mine-invaginasyon kavitesi’ne rastlar. Eğer invaginasyon kuronda olmayıp da kökte ise, mine yerine sement tabakası vardır.
Anomalinin saptanması, ya rastlantı sonucu, radyografik bir muayene sırasında, ya da bu tip dişlerde sık rastlanılan pulpitislerin sonucu meydana gelen periodontitis nedeni ile olur.
Klinik muayenede, kuronda aşırı bir çöküntü görülmez. Radyografide kök genellikle apikal bölgede bir genişleme gösterir ve diş bütünüyle, geniş tarafı apekse gelen bir armut biçimini alır. Üst orta kesici bölgesinde fazla deformasyon göstermeyen bir makrodonti gibi olabilir.
Herhangi bir iltihapsal komplikasyon ortaya çıktığında dişin tedavisi çoğunlukla olanaksızdır.
Yanıt Bırak