Ortodontik tedavinin ilk aşaması olgunun tanısının konabilmesi (iskeletsel sınıf I, dişsel sınıf II gibi) ve mevcut anomalinin tanımlanabilmesidir (kazanılmış, herediter karakterli gibi). Ortodontik tedavi planlaması yaparken hastayla ilgili bilinen ve tam olarak bilinmeyen konular vardır. Bilinenler maloklüzyonun şiddeti, yönü, herediter karakterli olup olmaması, bilinmeyenler ise hastanın büyüme-gelişim potansiyeli, hasta işbirliğinin iyi olup olamayacağı gibi noktalardır.
Ortodonti hastalarının büyük çoğunluğu büyüme dönemindeki bireylerden oluşmaktadır. Ortodontik tedavilerde, hastanın büyümesi çeşitli fonksiyonel ya da ağız dışı apareyler ile yönlendirilebilmektedir. Dolayısıyla, ortodontik tedaviler esnasında ortaya çıkan değişimlerden bir kısmı doğrudan doğruya kullanılan apareylerin etkisiyle diğer bir kısmı ise bireyin çene ve yüz bölgesinde ortaya çıkan büyüme ve gelişim olaylarının sonucu olarak meydana gelmektedir.
Tedavi esnasında hastadan alınan cevaplar da kişiden kişiye farklılıklar gösterebilmektedir. Söz gelimi, fonksiyonel alt çene geriliği gösteren bazı olgularda, hekimin küçük bir müdahalesiyle hastanın büyüme potansiyeli harekete geçebilmekte ve sorun çok kısa süre içinde tamamen ortadan kalkabilmektedir. Bu küçük müdahale sabit apareylerle olabildiği gibi hareketli apareylerle de gerçekleştirilebilir. Ancak, benzer fonksiyonel alt çene geriliği gösteren bir başka bireyde aynı sürede aynı cevabı elde etmek mümkün olamamaktadır. Aynı yaş ve cinsiyetteki iki kişiye benzer uygulamalar da yapılsa alınacak cevaplar farklı olabilmektedir. Burada, aradaki farkı belirleyen faktör kişilerin büyüme potansiyelleri arasındaki farktır.
Büyüme ve gelişimin iyi bilinmesi, tedaviye başlama dönemine karar vermede ya da tedavi yöntemini belirlemede de son derece önemlidir. Örneğin, sürekli diş çekimi gerektiren bir tedavinin ideal başlama dönemi sürekli dişlerin tamamen sürdüğü, hastanın pubertel büyn'ime atılımı öncesinde, vücuttaki hücresel faaliyetlerin son derece hızlı olduğu 11-13 yaş dönemleridir. Bu dönemde başlanacak bir tedavi diğer dönemlerde yapılacak tedavilere göre çok daha kısa sürecek ve daha kalıcı olabilecektir. Buna karşılık, mandibuler prognatiye sahip olup pubertel büyüme dönemini tamamlamış ve erişkin hale gelmiş bir bireyde yapılacak ortodontik tedavide artık büyüme ve gelişime bağlı değişimlerden faydalanma şansı tamamen ortadan kalkmış demektir.
Ortodontik tedavi yaparken diş-çene-yüz sistemine ilişkin büyüme ve gelişim konularının iyi bilinmesi daha sağlıklı bir tedavi planlaması yapılmasına (tedavi bittiğinde ortaya çıkacak sonuçlar hakkında hekime, önceden fal açmak yerine) daha sağlıklı bir tahmin yapma olanağı sağlar.
Büyüme ve Gelişim
Büyüme, bir canlı organizmanın değişik kısımları arasındaki oranlarda bir değişme olmaksızın doku ve organlardaki hacimce artışı, gelişim ise oranlarda ortaya çıkan değişimi ifade eder. İnsanda, doğumundan erişkin hale gelinceye kadar hem büyüme hem gelişim olayları aynı anda gerçekleşir. Vücudun değişik doku ve organlarında bir yandan hacimce artış meydana gelirken bir yandan bu doku ve organlarda kişinin genetik programına ve/veya çevresel faktörlere bağlı olarak yeni şekillenmeler ortaya çıkar. Doğum esnasında baş tüm vücudun yaklaşık 1/4'ünü oluştururken erişkin bir insanda bu oran yaklaşık 1/8' e kadar düşer.
Yanıt Bırak