Dişlerin morfolojisi bakteri plaklarının oluşumu, tükürüğün dişleri temizleyebilmesi ve ağız hijyeninin etkin olabilmesi açısından büyük önem taşır. Normal morfolojik bir yapı olan fissürler ve foramen çekumlar kişiye bağlı olarak değişik biçim ve derinlik gösterirler. Bu fissürlerin çoğunluğu bakteri plaklarının retansiyonu açısından ideal yerlerdir. Ayrıca fissürlerin içine diş fırçalarının kılları girememekte ve bakteri plağı varlığını sürdürmektedir. Fissür ve foramen çekumlar ile çürük oluşumu arasındaki ilişki daha ileriki konularda (çürüklerin kliniği: fissür çürükleri bölümü) ayrıntılı olarak ele alınmaktadır. Bu nedenle bu konu üzerinde daha fazla durulmayacaktır. Kontakt noktaları ve kontakt yüzeyleri değinim noktaları ve değinim yüzeyleri altında kalan dişlerin interdenntal ( dişler arası) aralığa bakan yüzeyleri de plak retansiyonu açısından önem taşır. Bu konu da daha ileride çürüklerin kliniği bölümünde aproksimal (ara yüz) çürüklerinden söz edilirken ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Dişlerin morfolojisinin çeşitli etkenlerle normalden saptığı durumlarda, diğer deyişle biçim anomlilerinde ya da doku anomlileri sonucu diş düzeylerinde oluşan düzensizlikler bakteri plakları için retansiyon yerleri oluşturabilirler. Ancak bu dişler de dokusal değişimler de olduğundan çürük gelişiminde dişin yapısal faktörü de değişmiş olmaktadır. Anomaliler ile çürük arasındaki ilişkiler tartışmalıdırlar. Diş yüzeylerinde kazanılmış olan düzensizlikler örneğin mikroskobik boyuttaki kazıntı ve kırık kenarları organik maddelerin ilk birikme alanları olarak bilinmektedir. Ancak bu durumun pratikte bakteri plağı gelişimi açısından pek büyük bir önemi yoktur.
Yanıt Bırak