Kuron kırıklarının aksine, kapalı olan bu kırıkların klinik tanısı oldukça güçtür. Çok gizli kalabilirler, anormal bir mobilite, spontane, ya da perküsyonda ağrı olmayabilir. Radyografik muayeneyi zorunlu kılarlar; radyografinin değerlendirmesi bile çok dikkat isteyen bir iştir. 45,50,55 derecelik değişik açılardan birkaç radyografi almalıdır. Ya basit bir çizgi, ya da, ara parçalı bir kırıktır. Bu sonuncuda, kırık bölgesinde ovoid parça görülür. Kırık çizgisi, köle ile apeks arasında değişik yerlerde olabilir. Kuron genellikle sağlamdır.
MARMASSE, tarafından ilgi çekici bir durum ortaya konmuştur: Kırık bir orta kesicinin simetriği olan diş, travmadan sonra pulpasında total bir kireçlenme gösterebilir. Bazen, böyle bir kireçlenme yardımı ile, komşu dişte gözden kaçmış bir kırık çizgisi ortaya çıkabilir.(MUGNIER 1967).
Tedavi : Mükemmel bir kontansiyon şarttır. Bu da, daha önce anlatılan 8 ve sepet kulpu ligatürleri ya da splintle sağlanabilir. Bazen, kırık dişi ve antagonistlerini, oklüzal travmaya engel olmak için hafifçe möllemek yerinde olur.
Enfeksiyonu önlemek için, komşu dişlerin çürüklerini, dişleri tesbit etmeden önce tedavi etmelidir. Onarım proçesi, radyografide kontrol edilebilir. Kırık çizgisi gitgide az görülür bir duruma geçerek, sonunda kaybolabilir.
RUSTIN, yaptığı incelemelerde, 40 ön diş kök kırığından 32 sinde pulpa nekrozuna rastlamamıştır. Travma sonucu kökte kırık meydana gelmesiyle aşırı kuvvetin apekse ulaşmadan dağıldığı düşünülür. Böylece apikal bölgede damar-sinir demeti daha az zarara uğramış olur. GOTTLIEB’e göre, travmadan sonra pulpa ile periodonsiyum arasında yeni bir bağ kurulur. Pulpada meydana gelmiş olan ödemin basıncı, bu kırık çizgisi yolu ile azalır. Pulpa ile komşu dokular arasında bir lateral dolaşım sistemi kurulur (ANDERSON, 1944).
Konsolidasyon : Kırık bölgesinde oluşan maddenin tabiatı tartışmalıdır. Önceleri, onarım maddesinin pulpa tarafından yapılan sekonder dentin olduğu ileri sürülmüştür.
Fakat sonradan yapılan çalışmalar, pulpanın canlı olmadığı durumlarda, periodontal dokunun onarım yeteneği ile kırık konsolidasyonunun meydana geldiğini göstermişlerdir. Onarım maddesi osteosement tipinde bir dokudur.
LUHR ve arkadaşları (1973), pulpası ölü köpek dişleri üzerinde yaptıkları bir araştırmada, kırık yüzleri birbirlerine çok yakın olduklarında, kırık parçalarının yalnız periodonsiyuma bakan ½ bölümlerinin osteo-sement’le birleştiren göstermişlerdir. Kırık parçaları birbirlerinden uzakta ve kuron tarafındaki parça yeterli uzunlukta ise, onarım proçesi daha yavaş olur. Bu bölge önce fibröz bir bağ dokusu ile dolar, sonra bütün kırık çizgisi boyunca kırık yüzlerine, adacıklar şeklinde osteo-sement çökelir.
Kırık bölgesinde, genellikle, yatay ya da oblik kırıklarda, periodontal dokunun kırık çizgisine doğru invagine olduğu görülür ve sementoblasta dönüşen bağ dokusu hücreleri sert doku yapımını sağlarlar. Dikey kırıklarda ise bu invaginasyon olamaz, bu bakımından iyileşmeleri de şüphelidir (MICHANOWICS, 1971).
Pulpa canlı olduğunda, kırık parçaları birbirleriyle değimdeyseler, kırık, periodonsuyum tarafından osteo-sement, pulpa tarafında sekonder dentin appozisyonu ile konsolide olur.
Periodontal lifler kırık bölgesini ağız ortamına birleştirecek şekilde harap olmuşlarsa, kırığın iyileşmesi güçleşir. Kırık parçalarının deplasmanı ve arada hematom meydana gelmesi de aynı etkiyi yapar. Bu son durumda kırık parçalarının yerine konulması ve tesbiti dikkatle yapılmalıdır. Bir hafta kadar da antibiotik verilir.
Şu halde konsolidasyonun tam olabilmesi için bazı koşullar gerekir:
- Kişinin genç ve sağlıklı olması,
- Ağız hijyeninin iyi olması,
- Kırık çizgisinin apekse yakın olması,
- Kırık parçalarının yakınlaştırılmaları ve stabilizasyonları,
- En önemlisi, periodontal dokunun bütünlüğü ve sağlamlığı.
Bazan kanal tedavisi zorunludur. İki kırık parçası iyi pozisyonda yerleştirilmişlerse, kanal aletleri rahatça kanala girebilirler. Gene de kök kırığı olduğunda, kanal tedavisi için çekimser davranmalıdır. Konsolidasyondan sonra herhangi bir nedenle yapılacak kanal tedavilerinde bazen onarım bölgesi kanal aletlerinin ilerlemesine engel olur. Bu durumda, bölgedeki sert dokuyu delmek gerekir.
Tedavi edilmemiş kök kırıkları ileride kistik komplikasyonlarla ortaya çıkabilirler. Kist, kırık parçaları arasında ya da lateral bölgede olabilir. Bazen radyografide, apikal parçanın hiçbir komplikasyon göstermeksizin, belirli bir uzaklığa kadar yer değiştirdiği görülür. Pulpa vitalitesini koruyabilir, apeks de kapanabilir. Nihayet kırık parçalarından biri bütünüyle mineralize olabilir.
Yanıt Bırak