Melanodonti ’nin Süt Dişlerine Özgü Olmaması Problemi: Bu konuda melanodonti’nin klink ve histolojik olarak iki ayrı açıdan ele alınması gerekir. Klinik olarak sürekli dişler üzerinde de melanik lezyonlara, yani siyah renkli cilalı, pulpanın giderek ufalmış olduğu, ağır gelişimli mine harabiyetli lezyonlara rastlanılır. Fakat bunlar melanodonti ile aynı sistematizasyonu göstermezler. Bu bakımdan burada aynı lezyon mu yoksa sistematizasyonu göstermezler. Bu bakımdan burada aynı lezyon mu, yoksa sürekli dişler üzerinde özel bir çürük lezyonu mu söz konusu olduğu şüphelidir.
Sonuç olarak, melanodonti’nin süt dişlerine özgü bir lezyon olduğu söylenebilir. Yalnız GYSEL 20 yaşında genç bir kızın sürekli diş dizisinde meladotontiye rastlandığını bildirmektedir.
Alt Süt Kesicilerinin Melanodonti’ye Gerçek Bir Bağışıklıkları Var Mıdır? Niçin en Fazla Zarara Uğrayanlar Üst Süt Kesicilerdir?:
MUGNİER ‘e göre bunu araştırmak için çok gerilere gitmek gerekir. Üst çene ön bölgesi embriyoner arkın ekstemitesinde bulunan alt kesiciler bölgesi damarca fakirdir. Hastalığın üst kesiciler bölgesinde başlaması ve alt kesicilerin bağışıklığını bu vaskülarizasyon farkına bağlamak düşünülebilir.
Bazı araştırıcılar ise bu bağışıklığın, çürükte olduğu gibi alt dişlerin tükrükle devamlı olarak yıkanmasından ileri geldiğini ileri sürmektedirler.
Yalnız üst kesici-kanin blokunu ilgilendiren en basit şekillerde, kuronlar tümüyle harap olmamış durumda iseler, renkli dentin tabakası kaldırılıp, kavite hazırlanarak dolgu yapılır.
Daha yaygın ve ileri şekillerinde, dişlerin sistematik olarak depulpe edilmeleri mümkündür.
Pulpanın yerinde bırakıldığı vakalarda residiv ve ayrıca hastalığın süt azılarına doğru yayıldığı görülmüştür. Aksine, sistematik kanal dolgusu ve ampütasyon yapılan vakalarda melanodonti’nin kesinlikle durduğu ve ilerlemediği görülmüştür. Bu durum karşısında pulpanın, melanodonti’nin gelişiminde bir rolü olup olmadığı düşünülebilir.
Genellikle, melanodonti alt ve üst azılarını da içerisine alacak şekilde yaygınsa, kuronların harabiyeti sonucu alt yüz boyutu kısalır. Bu bakımdan prefabrike kuronlara başvurmak, böylece kapanışa normal yüksekliğini kazandırmak yerinde olur.
Enfeksiyon işe karıştığında gerekli dişlerin çekimi ve yerine göre ortodontik ya da protetik tedavi yapılır.Az sayıda diş kaybı söz konusu ise, yer tutuculara başvurmak gerekir.
Yanıt Bırak