Ortodontik anomalileri incelemeden önce kısaca çenelerin karşılıklı kapanış ilişkileri yani oklüzal ilişkilerle ilgili normalleri belirlemekte yarar vardır.
Çok büyük çeşitlilik gösteren ortodontik anomalilerin daha düzenli ve kontrollü şekilde incelenebilmesi için çeşitli sınıflamalar yapılmıştır. Sınıflamanın amacı anomali kargaşasını belli bir düzen içinde incelemektir. Günümüzde en çok kullanılan sınıflama Dr. Angle’a ait olanıdır. Bu sınıflama üst ve alt l. molarlann ön-arka yöndeki ilişkisini temel almaktadır. Buna göre Angle, anomalileri sınıf I, sınıf II ve sınıf III olmak üzere 3 kategoride incelemektedir. Her sınıflamada olduğu gibi Angle sınıflamasının da bazı eksiklikleri vardır. Bunların başında sınıflamanın sadece 1. molarlar arasındaki ön-arka yöndeki ilişkileri ele alıyor olmasıdır. Bir başka şekilde düşünülecek olursa Dr. Angle, üst l. moların yer değiştirmediği varsayımından hareket ederek alt 1. moların distal hareketi ile oluşan ilişkiyi sınıf II, mesial hareketi ile oluşan ilişkiyi sınıf III olarak kategorize etmektedir. Angle sınıflamasının diğer bir eksikliği de sadece dişsel ilişkileri ele alıyor olması, baş ve yüzün dişlerle ve birbirleriyle olan ilişkilerine hiç temas etmemesidir. Bu sınırlamalarına rağmen Angle sınıflaması günümüzde hala en geçerli ve pratik sınıflama olarak kabul edilmektedir. Bu konuda özellikle vurgulanması gereken nokta, sınıflamaların kesinlikle anomalinin kendisi olarak kabul edilmemesi gerektiğidir.
Angle Sınıf I ilişki:
Bu sınıflamada molar dişlerin eksen eğimlerinin ve diğer dişlerle olan ilişkilerinin önemi yoktur. Bir anomalinin sınıf I olarak kabul edilebilmesi için molarlar arasında yukarıda tarif edilen ilişkinin bulunması yeterlidir. Molarlar sınıf I ilişkideyken diğer dişler arasında değişik ortodontik anomaliler gözlenebilir. Örneğin, kaninler vestibülde yer almış, önde çapraz kapanış ya da ön açık kapanış var olabilir.
Andrews tarafından oklüzyonun 6 anahtarı olarak nitelenen ilişkilerden biri olan sınıf I ilişkide üst molarm farkh eksen eğimlerinde yerleşmesi diş kavsindeki diğer dişlerin konumlarını da etkilemekte ve kavisler arasındaki ilişkileri değiştirebilmektedir. Andrews'a göre klinik olarak dengeli bir oklüzal ilişkinin elde edilebilmesi için üst 1. moların eksen eğimi distal yüzü alt 2. moların mesial kenarıyla temasta olacak şekilde olmalıdır. Üst 1. moların bu eksen eğimine sahip olması premolar ve kaninler arasındaki interküspidasyonun da tam ve dengeli olmasını sağlamaktadır. Bu da ortodontik tedaviler sonunda kavisler arasında nötral ilişkinin sağlanabilmesi için üst 1. moların eksen eğimine dikkat edilmesi gerektiğini göstermektedir.
Angle sınıflı ilişki:
Sınıf II kapanış ilişkisinde üst 1. molar sabit kabul edilip alt molar bu dişe göre distalde yer almaktadır.
Klinik olarak, distal ilişkinin şiddeti bir premoların mesio-distal çapı rehber olarak alınmak suretiyle 1/2, 1/3 ya da 2/3 distal kapanış şeklinde değerlendirilir. Örneğin 1/2 distal kapanış molarların tüberküllerinin baş başa kapanış verdikleri ilişkiyi ifade etmektedir.
Angle sınıf II ilişkide üç adet alt bölüm bulunmaktadır.
1-Sınıf II bölüm 1:
Sınıf II bölüm 1 ilişkide molarlardaki sınıf II kapanışın yanı sıra kesiciler bölgesinde overjet artmıştır. Yukarıda sözü edildiği gibi, sınıflamalar anomalinin kendisi olmadığından böyle bir olguda overjet'e neden olan faktörün üst kesicilerin ileri itiminden mi, alt kesicilerin retrüzyonundan mı, bunların kombinasyonundan mı yoksa çeneler arasındaki Ön-arka yöndeki iskeletsel bir sorundan mı kaynaklı olduğu şeklinde detaylı bir inceleme yoluna gidilmemekte sadece mevcut anomali kategorize edilmektedir. Sınıf II bölüm l anomali gösteren bir olguda sözü edilen iki temel semptomun yansıra diğer dişler arasında çeşitli çapraşıklıklar, diastemalar ya da açık kapanış gibi ortodontik sorunları görmek de mümkündür.
2-Sınıf II bölüm 2:
Sınıf II bölüm 2 ilişkide molarlardaki sınıf II kapanışın yansıra kesiciler bölgesinde derin kapanış söz konusudur. Bu iki ana semptom dışında kesiciler ya da kaninler bölgesinde çeşitli düzeylerde çapraşıklıklara rastlanması da mümkündür. Deckbiss olarak adlandırılan herediter karakterli bazı sınıf II bölüm 2. kapanış şekilleri görüntü olarak çok tipiktir. Bu tip olgularda genellikle üst kesiciler alt kesicileri adeta kutu kapağı gibi örtmektedirler.
3-Sınıf ll subdivision:
Sınıf II subdivision olgularında kavsin bir tarafındaki molarlar arasında sınıf II diğer tarafındaki molarlar arasında ise sınıf I ilişki söz konusudur. Bu olgularda asimetrik bir kapanış olduğu kolayca anlaşılabilir.
Angle Sınıf III ilişki:
Sınıf III kapanışta üst 1. molar sabit kabul edilip alt molar bu dişe göre mesialde yer almaktadır.
Sınıf III ilişkinin oluşması dişsel sebeplerle olabildiği gibi iskeletsel ya da fonksiyonel nedenlere de bağlı olabilir. Angle sınıf III kapanış dendiğinde akla gelen molarlar arasındaki sagittal yöndeki ilişki olmalıdır. Bu ana semptom dışında bu olgularda önde çapraz kapanış, baş başa kapanış, üst ya da alt diş dizilerinde her türlü çapraşıklık şekillerini gözlemek mümkündür.
Yanıt Bırak