Ortodontik tedavi süresi hastanın yaşına, ortodontik anomalinin özelliğine ve uygulanan tedavi tekniğine bağlı olarak değişir. Büyüme dönemindeki dişsel sorunlar ortalama olarak birkaç aydan 1.5 yıla kadar uzanan sürelerde tedavi edilirken erişkin yaşındaki dişsel sorunların tedavi süresi ortalama 2-2.5 yıl kadardır. Tedavi amacıyla diş çekimi yapıldığı takdirde süreler biraz daha uzamaktadır.
- Ortodontik Tedavi Nasıl Uygulanır?
Ortodonti, disiplin ve sabır isteyen bir tedavi türüdür. Bu tedavide başarı hangi teknik uygulanırsa uygulansın tamamen hastanın kendisinin (anne ve babasının değil) tedaviyi istemesine ve tedavi için gerekli kurallara uymasına bağlıdır. Bu kurallar tedavi tekniğine bağlı olarak değişir.
Sabit apareyler kullanıldığı takdirde tellerin kopmaması için sert ve yapışkan besinlerin yenmemesi, (kola benzeri) asitli içeceklerin içilmemesi gerekir. Tellerin kopması halinde diş üzerinden kuvvet etkisi kalkar ve diş eski konumuna döner.
Hareketli apareyler kullanıldığı takdirde apareylerin yemekler haricinde sürekli ağızda taşınması, kırılmaması, kaybedilmemesi ve temiz tutulması gerekir. Bu kurallar, hastanın aktif olarak tedaviye katılımını gerektirir. Bu da ancak, gerek hekimin gerekse anne-babanın küçük hastayı konu hakkında bilgilendirmesi ve motive etmesiyle mümkündür.
- Erken tedavi ne zaman gereklidir?
Ortodontik tedaviye başlama zamanı konusunda meslektaşlar arasında tam bir fikir birliği bulunmamaktadır. Hekimlerin bir bölümü, türü ve şiddeti ne olursa olsun bütün anomalilerin sürekli dişlerin tamamlanmasından sonra başlaması gerektiğini savunurken bir kısım hekim de anomalinin ilk işaretlerinin görülmesiyle birlikte müdahale edilmesi gerektiği fikrindedirler.
Süt dişlenme döneminde genellikle ortodontik soruna rastlanmaz. Dişler genellikle iyi dizilmiştir, kapanış da sorunsuzdur. Şiddeti ne olursa olsun (prognati inferior gibi iskeletsel anomaliler de dahil olmak üzere) süt dişlenme döneminde ortodontik müdahalede bulunmak gereksizdir. Bu dönemde başlayan tedaviler yıllarca takip gerektirir ki bu da hem hastayı hem hekimi bıktırır. Üstelik çok küçük yaştaki hastaya aparey kullandırmak da çok zordur.
Sürekli kesicilerin sürme dönemiyle birlikte sorunlar da ortaya çıkmaya başlar. Kapsamlı tedavi gerektiren birçok ortodontik anomali bu dönemde ilk işaretlerini de vermeye başlar. Çocuğun ağzında bu işaretler görülürken ve bunun ileride bütün dişlerin tamamlandığı yaşlarda kapsamlı tedavi gerektireceği bilinirken hiç müdahale etmemek doğru olmasa gerektir. Çocuğu, 12 yaşlarına kadar çevresinde alay konusu olacak şekilde ya da fonksiyonları kötü şekilde bırakmak ne hekimlik prensipleriyle ne de vicdanla bağdaşır. Sadece ortodonti uzmanlarının değil diş hekimlerinin de kolayca müdahale edebileceği bu tip olgular kısaca şöyle özetlenebilir:
1- Anterior ve posterior dişsel çapraz kapanışlar,
2- Anterior çapraşıklıklar, rotasyonlar, travmaya uğrama olasılığı çok yüksek olan aşırı ileri itimli üst kesicilerin olduğu olgular,
3- Kötü alışkanlıklar,
4- Sürmekte olan dişler için yer olmadığında bu dişlere yer açılması gereken olgularda.
5- Alt çene fonksiyonlarını etkileyen ve kaymaya neden olan erken temasların ortadan kaldırılması,
6- Kaviste sürmekte olan dişlerin yerlerinin (yer tutucular ile) korunması
Bu dönemde amaç hastaları en basit şekilde ve mümkün olduğunca diş çekimsiz olarak tedavi etmektir. Erken müdahaleler yalnızca birkaç aylık süre alır. Bu dönemde, bir anlamda diş kavislerinin büyüme ve gelişimi önündeki engeller ortadan kaldırılır. Daha sonraki dönemlerde sadece süren dişlerin takibi yapılır.
Yanıt Bırak