?:

Travma Karşısında Pulpa ve Periodonsiyumun Reaksiyonu

Travmanın şiddetine göre, bir periodontal hiperemi meydana gelebilir, aynı zamanda pulpanın damar-sinir demetinde bükülme ya da kopma olabilir. Periodontal hiperemiyi bir pulpa hiperemisi ve bazen pulpa içi hemorajiler izler. Periodonsiyum ve pulpada ortaya çıkan bu patolojik değişiklikler, diş ne kadar gençse, o kadar reversibl’dirler. Bazen olay uzun sürelidir. Bu taktirde, kök gelişiminde bir duraklama, pulpada kireçlenme ya da iç granülom meydana gelebilir.

Radyografik muayene ile, kökte kırık olup olmadığı kontrol edilir. Genç dişlerde kırık, olgun dişlerde oranla daha nadirdir.

Hastalığın gelişimi iyileşmeye doğru olabilir. 2-3 haftada klinik belirtiler bütünüyle ortadan kalkarlar. Bununla birlikte, kuron renkleşmes ve pulpa vitalitesi sürekli olarak kontrol edilmelidir, çünkü, klinik belirtisiz bir nekroz meydana gelmiş olabilir.

Eğer diş zamanla gri bir renk alır, vitalite kontrolü (-) olur ve zaman zaman subakut bir periodontitis ortaya çıkarsa, durum şüphelidir. Bazen, pulpa içi hematom nedeniyle de, dişin rengi koyulaşır, bu sonuncu tipte diş zamanla normal rengini alır.

Vitalite kontrolü başlangıçta (-) olabilir. Duyarlığın tekrardan kazanılması bazen çok uzun olup 10-12 ay ister. Eğer duyarlık eşiği çok yükselmiş, periodontitis belirtisi yoksa, bekleme süres uzatılmalıdır. Bu durum, pulpa dolaşımının az ya da çok bozulmuş olmasına bağlıdır, diş sanki bir bitkisel yaşam perioduna girmiş gibidir. Pulpa vitalitesinin azaldığı vakalarda DOUNİAU ‘’frez testi’’ tavsiye eder. Faratay akımına cevap vermeyen böyle bir diş, dönen bir frezin cingulum bölgesine değdirilmesinde duyarlı olabilir. Bu tip dişler, mineralizasyonlarını tamamlayabildikleri gibi, apikal bölge gelişiminde duraklama da olabilir.

Çok kez travmadan hemen sonra çocuk, dişhekimine götürülemez, ancak bir komplikasyon çıktığında hekime başvurulur. Pulpası ölü olduğundan, gri-siyah bir renk almış olan üst kesici, kronik periodontis komplikasyonu olan bir fistük, bir sellülit, bir lokal osteit ya da bir periapikal kistle karşımıza gelir. Yapılan sistematik muayene ile, çürük ya da bir periodontal cep olmadığı saptanırsa, eski bir travma hikayesi ile karşı karşıya kalınır. Radyografide, sekonder dentin yapılmaması nedeniyle, öbür dişlere oranla daha geniş bir pulpa odası ve kök kanalı ve tamamlanmamış bir apeks görülür.

Genç dişlerde, travmanın özeli bir gelişim şekli de, ‘’Pulpa mineralizasyonu’’ dur. Travmadan uzun süre sonra dişin mat bir renk aldığı, pulpa testlerine çok hafif cevap verdiği görülür. Radyografi, pulpa odasının bütünüyle kireçli doku ile dolduğunu gösterir. Histolojik kesitlerde bu doku, sekonder dentin, sement ya da kemiksel doku karakterindedir.

Daha yaşlı dişlerde, damar-sinir demetinin plastisitesi daha az olacağından, genellikle, bir kopma sonucu önce aseptik nekroz meydana gelir, minedeki çatlaklar ya da dişeti cebinden mikropların nekroze pulpayı istila etmeleriyle aseptik ölüm, gangrene dönüşür. Kısa bir süre sonra, subakut periodontitis belirtileri ortaya çıkar. Ağrı dişte lokalizedir ve dişte uzama hissi vardır. Klinik muayene, hafif fakat belirli bir mobilite gösterir. Mat bir ses veren vertikal perküsyonda ağrı vardır. Sağlam bir dişle yapılan karşılaştırmalı vitalite kontrolü (-)tir. Transillumasyon bir pulpa hemorajisi açığa çıkabilir.

Travmadan hemen sonra yapılan radyografik kontrol, kök ve alveol kırığı olup olmadığını gösterir. Diş ne kadar gençse, kırık o kadar az görülür.

Tedavi :  Damar-sinir demetinin kesilip kesilmemesine bağlıdır. Kesilme olmadığında, olay reversibl olabileceğinden, özellikle bitkisel yaşam durumunda beklemek en iyisidir. Pulpanın ölümüne kesinlikle karar verilebiliyorsa, tedavi işlemi, geniş kanallı genç dişlere uygulanan kanal tedavisi şeklidir.

şikayetBunu rapor et

Yanıt Bırak


Yanıt vermek için önce giriş yapmalısın.