?:

Yer Tutucu Çeşitleri

Yer tutucular temel olarak sabit ve hareketli olmak üzere iki çeşittir. Bunların seçiminde hasta yaşı, işbirliği, ağız hijyeni gibi kriterler göz önünde bulundurulur.

Yer tutucu seçimi:

-Harekeli yer tutucular:

1) Özellikle hasta işbirliğinin iyi olduğu,

2) Çekim boşluğunun büyük ve çift taraflı olduğu,

3) Diş eksikliklerine bağlı çiğneme kayıpların sahip olgularda tercih edilir.

Hareketli yer tutucuların en önemli dezavantajı, kullanımlarının hasta işbirliğine bağlı olmasıdır. Hasta tarafından sevilmeyen ve gerektiği şekilde kullanılmayan yer tutucunun fonksiyon görmesi beklenemez. Her hareketli aparey gibi kullanımda aksamalar, plağın unutulması, kaybedilmesi ya da kırılması kısa zamanda tutulan yerin kaybedilmesine yol açabilir.

Hareketli yer tutucuların, yapım özellikleri bakımından hareketli apareylerden fazla bir farkı yoktur. Yer tutucu yapımında önemli olan nokta plak tutuculuğunun iyi olması ve çekim boşluklarının ön ve arkasındaki dişlerde hareketi engelleyen stopların (kroşelerin) bulunmasıdır. Bu amaçla genellikle sürekli ve süt molarlar bölgesinde Adams kroşeler, kanin bölgesindeki tek kollu C kroşeler kullanılır. Yer tutucu aktif olacaksa yani süren dişlerin daralan yerlerinin yeniden kazanılması gerekiyorsa bu işlem hareketli apareyle gerçekleştirilir. Aynı aparey daha sonra pasif yer tutucu olarak ağızda tutulabilir.

-Sabit yer tutucular:

Sabit yer tutucular,hasta işbirliğinin kötü olduğu, tek taraflı ve az sayıda diş eksikliği olan olgularda tercih edilir.

Bir yer tutucunun aylar bazen yıllar boyunca hasta ağzında kalacağı düşünülürse genel olarak sabit yer tutucular hareketli olanlara göre daha avantajlıdır çünkü günde 24 saat kullanımı garantidir. Sabit yer tutucular gerekirse aktif olarak hazırlanırlar ve bir anlamda sabit bir aparey gibi boşluğun açılması için sürekli kuvvet uygularlar. Bununla birlikte sabit yer tutucuların dezavantajları sakız, karamela gibi yapışkan, elma gibi sert gıdalardan etkilenerek ağızda kırılabilmeleri ve gerektiğinde üzerlerine diş ilavesi yapılamamasıdır.

Çift taraflı diş eksikliklerinde hareketli yer tutucular tercih edilirse de böyle durumlarda sabit yer tutucular da kullanılabilir. Boşluğun uzunluğu yer tutucuların dayanıklılığını doğrudan etkiler. Üçten daha fazla diş eksikliklerinde çiğneme kuvvetleri sonucu sürekli esnemeye bağlı metal yorgunluğu nedeniyle tellerde kırılmalar ya da lehimde kopmalar ortaya çıkmaktadır. Kullanılan tellerin kalınlıkları fazla da olsa kırılmalar görülebilmektedir.

Sabit yer tutucular çeşitli şekillerde yapılabilir. Alt çenedeki çift taraflı boşlukların korunması için genellikle lingual arklar kullanılır. İki molar bant üzerine lehimlenmiş 0.8 – 0.9 mm telden bükülen bu arkların üzerine, kavse adaptasyonu ve gerekirse aktif amaçla kullanılması için süt 2. molarlar hizasında U bükümler yapılır. Lingual arkın ön bölgesi kesicilerin singulumlarına temas edecek şekilde geçer ancak bu dişlere aktif kuvvet uygulamaz. Lingual arkın aktive edilmesi U lopların bir Weingart pensiyle ortaları hizasından sıkılmasıyla gerçekleşir. Bunun sonucunda ön segment ileri arka segment de geri hareket edecektir. Bu da kesicilerin protüzyonuna molarların da distale devrilmesine neden olacaktır. İkinci molarların erken sürmüş ya da sürmekte olduğu olgularda molarların distale hareketinden çok kesicilerde protrüzyon olacağı unutulmamalıdır.

Piyasada hazır satırlan yer tutucular da bulunmaktadır. Hazır sabit yer tutucularda iki dişin fasial yüzleri hizasına gelen ağ tabanlar bulunur. Bunlar braketlerin yapıştırıldığı kompozit malzemeler yardımıyla dişlere doğrudan yapıştırılır. Bu tip yer tutucular yeterli sağlamlıkta olmadıklarından tercih edilmezler. Bunların dişe uygulanmaları kolay olmakla birlikte kopma riskleri fazladır. Bir kere dişten kopan yer tutucu yeniden kullanılmadığından hekim için masraflı, hasta için de rahatsız edicidir.

Daha sağlam olması istenen yer tutucularda bant kullanılmalıdır. Tek diş boşluklarında tek taraflı serbest sonlanan sabit yer tutucu tipleri en çok kullanılanlardır. Bunlar uzun süre ağızda kalırlarsa telde esneme ve zamanla oluşan metal yorgunluğuna bağlı kırılma riski artmaktadır. Çift taraflı bant kullanımı doğal olarak çok daha etkin bir tutuculuk ve dayanıklılık sağlar ancak yapımı ve dişe adaptasyonu tek taraflı serbest sonlanan yer tutuculara oranla daha uzun ve zordur.

Sabit yer tutucuların çiğneme kuvvetleri karşısındaki direncini arttırmak için teller en az 0.9 mm kalınlıkta olmalı ve büklümler, dişeti konturlarına uyacak şekilde mümkün olduğu ölçüde oklüzal seviyeden uzakta yer almalıdır.

Altı yaş dişleri henüz sürmeden ikinci süt azılarını kaybeden olgularda yer kaybı riski oldukça yüksektir. Böyle olgularda altı yaş dişleri sürerken doğrudan ikinci süt azısının yerine sürerek bu boşluğu doldurur. Bu gibi durumlarda kaldıraç (cantilever) tipi sabit yer tutuculardan faydalanılabilir. Bu tip yer tutucuların yapımında 1. Süt azıları (gerekirse süt kaninler de) bantlanır ve 0.9 mm lik bir telden ucu serbest sonlanan bir kol banda lehimlenir. Kolun serbest ucu, yeri önceden periapikal film ile saptanan altı yaş dişinin mesial kenarına temas edecek şekilde anestezi altında dişeti içine yerleştirilir. Böylece bu dişin sürmesi için bir rehber oluşturulur.

Esasen çok pratik olmayan ve enflamasyona açık olan bu uygulama yerine, altı yaş dişinin sürmesinin sık aralıklarla alınan periapikal filmler yoluyla izlenmesi ve bu dişin, ağza sürme döneminde sabit ya da hareketli bir aparey kullanılarak yerine getirilmesi tercih edilir.

Lehimleme işleminin de sabit yer tutucunun dayanıklılığı üzerinde büyük etkisi vardır. Lehim yapılırken telle bant materyali arasındaki boşlukların tamamen dolmasına özen gösterilmeli ve lehim yüzeyi kusursuz şekilde parlatılmalıdır. Bilindiği gibi lehim ağızda krozyona uğrar. Lehim küçük boşluklar, çatlak ya da yüzeydeki pürüzler yiyecek artıklarının birikmesine ve buna bağlı nokta şeklinde korozyona, dolayısıyla lehimin zamanla kırılmasına neden olur.

Sabit yer tutucu uygulamasının en önemli bölümü dişe uygun boyutta bant seçilmesi ve bunun dişe en iyi şekilde adapte edilmesidir. Dişle adaptasyonu iyi olmayan bantlar iyi yapılmayan kuronlar gibi çok gevşeyerek düşerler. Üstelik yer tutucuların tel uzantıları üzerine etkiyen çiğneme kuvvetleri bu gevşemeyi hızlandırır. Bantların tutuculuklarında temel şart bandın dişe mekanik olarak iyi şekilde adapte olmasıdır. Yapıştırıcının sadece ara bağlayıcı bir malzeme olduğu unutulmamalıdır. Adaptasyonu iyi olmayan bantta ne kadar kuvvetli yapıştırıcı kullanılırsa kullanılsın bant gevşer ve düşer. Bu da yer tutucunun fonksiyonunu kaybetmesine neden olur.

şikayetBunu rapor et

Yanıt Bırak


Yanıt vermek için önce giriş yapmalısın.