Daha önce de belirttiğimiz gibi iltihaplı, fakat henüz canlılıklarını koruyan dişlerin pulpaları bütünüyle ya da parsiyel olarak korunabilir. Böylece kök ucunun tamamlanması ve apeksin makrokopik kapanışı için gerekli biyolojik koşullar sağlanmış olur. Bu tip dişlerde periapikal bölge sağlamdır.
Fakat apekslerinin kapanmasından önce pulpaları gangrene uğramış genç sürekli dişler için durum böyle değildir. Apeks geniş olarak açık bulunduğundan, enfeksiyon kolayca ve kısa sürede periapikal bölgeye yayılabilir. Büyüme yolunda olan kök uçlarının, enfekte bir ortam içersinde bulunmaları onların normal gelişimini önler. Tedavinin gereği: birinci fazda, apekslerin kapanması için gerekli biyolojik koşulları sağlamak, ikinci fazda kök kanallarının kesin dolgusunu yapmaktır.
Pulpası gangrenli bir dişte apikal bölgenin durumu :
Pulpası gangrene uğradığı için bir dişi ‘’ölü’’ olarak tanımlamak doğru değildir. Çünkü pulpa, fizyolojik bir bütünün, elemanlarından ancak birisidir. Pulpadan başka sement, periodonsiyum ve kemik, fonksiyonları farklı olmakla birlikte bu bütünün birbirlerini tamamlayan ve bağlayan elemanlarıdırlar.
Dişin bu dört elemanı ‘’apikal açıklık’’ ta bir arada bulunurlar. Bu bakımdan, apikal açıklık bölgesini gözden geçirmek yerinde olur: çok yaygın bir inanışın tersine, diş kanalı, tabanı kölede, tepesi apekste olan tek bir koni biçiminde değildir. Apekste, sementdentin birleşme sınırına doğru daralan kanal, buradan itibaren formen apikaleye doğru tekrar genişleyerek ikinci bir ‘’apikal koni’’ meydana getirir. Bu apikal koninin yüksekliği gençlerde 0,5 mm. yaşlılarda sement appozisyonu nedeniyle 0,7 mm. dir.
Kanalın hazırlanması ya da doldurulması sırasında, biyolojik onarımın gerçekleştiği bu geometrik bölgenin serbest bırakılması için, sement-dentin birleşme sınırını aşmamak gerekir.
Diş üzerinden etkili mekanik faktörler, periodonsiyum, sement ve kemik üzerinde de etkili olurlar. Toksik ya da enfeksiyon irkiltmelerine karşı da davranış böyledir. Kök kanallarında bir enfeksiyon varsa bu, periapikal bölgeye de geçer. Meydana gelen iltihap, bu bölgedeki kemik ve periodontal dokuyu da etkiler ve yeni sement yapımı duraklar.
Enfeksiyon, yerinde bir tedavi ile durdurulursa iltihap elemanları ortadan kalkar, periodonsiyumun fibroblastlarının farklılaşmasıyla osteo-ve sementoblastlar ortaya çıkarak kemik ve sement yapımını sağlarlar. Kanal dolgusu sement-dentin sınırına kadar yapılırsa, apikal açıklık bölgesine invagine olan periodonsiyum, apeksin düzenli bir şekilde onarımını sağlar. Öyleyse, apikal bölgedeki gelişim, pulpası alınmış dişlerde de olmaktadır. Ancak pulpası alınmış bir diş fonksiyon görmüyorsa, periapikal dokunun onarıcı potansiyeli indirgenir. Fakat aşırı oklüzyon yükü de bu konuda sakıncalıdır.
Yanıt Bırak